
Yine ayak izlerinden anlaşıldığı kadarıyla bu kişinin baş parmağı, GÜNÜMÜZ İNSANLARINDA OLDUĞU GİBİ, diğer parmaklarla paralel uzanmaktadır. Bu izlerde yine GÜNÜMÜZ İNSANINA ÖZGÜ ayak kemeri bulunmakta ve kısa parmaklar DİK DURUŞU KESİN OLARAK BELGELEMEKTEDİR.(Footprints show human ancestor with modern stride)
Araştırmacılardan Güney Afrika Cape Town Üniversitesi arkeologlarından David Braun fosil ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
- “Bu şeyleri çıkarmak ve kazı alanının hemen yanında, bir tür ıslak tortuda, 20 dakika önce kendinizin bırakmış olabileceği bir ize önemli ölçüde benzer görünümde birşeyi birdenbire görmek ürperti verici bir şeydi.”
Braun şöyle devam etmiştir:
- “Bunlar rahatlıkla bugün sahilde oluşmuş olabilirdi.”
Darwinist bilim adamlarının, Darwinist yayınların açıkça itiraf ettiği bu gerçek inkar edilebilecek gibi değildir. Darwinistler, şimdiye dek, günümüz insanlarının 200.000 yıl önce ortaya çıktığını iddia ederek insan için hayali bir evrim senaryosu uydurmuş ve bunun üzerine spekülasyonlar yapmışlardır. Ancak bulunan ayak izi, 1.5 milyon yıllık tarihi ile, tüm Darwinist spekülasyonları ortadan kaldıracak güçtedir. Darwinizm’i yıkan milyonlarca fosil vardır. Ancak açıkça görüldüğü gibi, tek bir tanesi bile bu köhne teoriyi kurutup giderme gücüne fazlasıyla sahiptir.
Darwinistler Artık Homo Erectus Aldatmacalarına Son Vermelidirler
Darwinist yayınların bazıları, bu kesin, açık ve mükemmel gerçeğe karşın, yine gelenek haline getirdikleri evrim propagandasını sürdürmeyi ihmal etmemişlerdir. Ve bu ayak izlerinin homo Erectus’a ait olduğunu iddia etmişlerdir. OYSA BU BİR YALANDIR.
Homo Erectus hikayesi, Darwinistlerin insanın hayali evrimi için uydurdukları düzmece sıralamanın gerektirdiği bir sahte halkadır. Darwinistler, tam anlamıyla bir maymun soyu olan Austrolapitecusları bu hayali düzeneğe yerleştirmiş, insanla maymun arasına da günümüz insanından hiçbir farkı olmayan homo Erectusları yerleştirerek yıllarca insanları aldatmışlardır.
Evrimcilerin Homo erectus'u "ilkel" saymaktaki en önemli dayanakları ise, kafatası hacminin (900-1100 cc.) günümüz insanının ortalamasından küçüklüğü ve kalın kaş çıkıntılarıdır. Oysa bugün de dünyada Homo erectus'la aynı kafatası ortalamasında pek çok insan yaşamaktadır (örneğin pigmeler) ve bugün de çeşitli ırklarda kaş çıkıntıları vardır (örneğin Avusturalya yerlileri Aborijinler'de). Ve bilindiği gibi zeka, beyin hacmine göre değil, beynin kendi içindeki organizasyonunu göre değişir. Dolayısıyla bu özellikler öne sürülerek homo Erectus’lara “ilkel” yakıştırmasının yapılması mümkün değildir.
Buradaki örnekte ise, okuyucuların Darwinist propaganda ile karşı karşıya oldukları açıktır. Eldeki fosil bir ayak izidir. Ayak izinden canlının yukarıda bahsettiğimiz temel özellikleri anlaşılmakta ve bize önemli bilgiler vermektedir. Fakat bu izden, söz konusu insanın kafatası hacminin veya kalın kaş çıkıntılarının belirlenmesi mümkün değildir. Zaten biraz önce de belirttiğimiz gibi, canlı söz konusu özelliklere sahip olmuş olsa bile, bu durum onun günümüz insanından farklı olduğunu göstermeyecektir. Yalnızca günümüzde yaşayan ırklardan biri ile aynı özellikte olduğunu gösterecektir, o kadar.
Homo Erectus hikayesi bugün Darwinistlerin bile savunamadıkları köhne bir iddiadır. İnsanın evrimi hikayesinin bir yalan olduğuna dair böylesine önemli bir ayak izi fosilinde bile bu büyük yalanın ortaya atılması, okuyucuları ve bilim insanlarını küçük görmektir, onlara yöneltilmiş ağır bir ithamdır. Darwinizm’i yenilgiye uğratan bilimsel deliller, artık defalarca karşılaştığımız aynı sahte yöntemlerle bertaraf edilemeyecektir.
Sonuç:
Darwinistlerin ısrarla saklamaya çalıştıkları Yaratılışı ispat eden 100 milyon fosilin ortaya çıkarılması ile başlayan süreç, bugün gitgide hızlanarak devam etmektedir. Darwinistlerin sahte kafatasları sergileyerek yıllarca insanlara telkin etmeye çalıştıkları insanın evrimi senaryosu, hayranlık verici bir yenilgi ile son bulmuştur. Onlara, insan da dahil hiçbir canlının değişmediğini, inkar edemeyecekleri şekilde göstermiştir. Darwinist bilim adamları, Darwinist yayınlarda bunu kendi kalemleriyle itiraf etmişlerdir. BU, DARWİNİZM’İN KAÇINILMAZ SONUDUR.
Darwinistler Artık Homo Erectus Aldatmacalarına Son Vermelidirler
Darwinist yayınların bazıları, bu kesin, açık ve mükemmel gerçeğe karşın, yine gelenek haline getirdikleri evrim propagandasını sürdürmeyi ihmal etmemişlerdir. Ve bu ayak izlerinin homo Erectus’a ait olduğunu iddia etmişlerdir. OYSA BU BİR YALANDIR.
Homo Erectus hikayesi, Darwinistlerin insanın hayali evrimi için uydurdukları düzmece sıralamanın gerektirdiği bir sahte halkadır. Darwinistler, tam anlamıyla bir maymun soyu olan Austrolapitecusları bu hayali düzeneğe yerleştirmiş, insanla maymun arasına da günümüz insanından hiçbir farkı olmayan homo Erectusları yerleştirerek yıllarca insanları aldatmışlardır.
Evrimcilerin Homo erectus'u "ilkel" saymaktaki en önemli dayanakları ise, kafatası hacminin (900-1100 cc.) günümüz insanının ortalamasından küçüklüğü ve kalın kaş çıkıntılarıdır. Oysa bugün de dünyada Homo erectus'la aynı kafatası ortalamasında pek çok insan yaşamaktadır (örneğin pigmeler) ve bugün de çeşitli ırklarda kaş çıkıntıları vardır (örneğin Avusturalya yerlileri Aborijinler'de). Ve bilindiği gibi zeka, beyin hacmine göre değil, beynin kendi içindeki organizasyonunu göre değişir. Dolayısıyla bu özellikler öne sürülerek homo Erectus’lara “ilkel” yakıştırmasının yapılması mümkün değildir.
Buradaki örnekte ise, okuyucuların Darwinist propaganda ile karşı karşıya oldukları açıktır. Eldeki fosil bir ayak izidir. Ayak izinden canlının yukarıda bahsettiğimiz temel özellikleri anlaşılmakta ve bize önemli bilgiler vermektedir. Fakat bu izden, söz konusu insanın kafatası hacminin veya kalın kaş çıkıntılarının belirlenmesi mümkün değildir. Zaten biraz önce de belirttiğimiz gibi, canlı söz konusu özelliklere sahip olmuş olsa bile, bu durum onun günümüz insanından farklı olduğunu göstermeyecektir. Yalnızca günümüzde yaşayan ırklardan biri ile aynı özellikte olduğunu gösterecektir, o kadar.
Homo Erectus hikayesi bugün Darwinistlerin bile savunamadıkları köhne bir iddiadır. İnsanın evrimi hikayesinin bir yalan olduğuna dair böylesine önemli bir ayak izi fosilinde bile bu büyük yalanın ortaya atılması, okuyucuları ve bilim insanlarını küçük görmektir, onlara yöneltilmiş ağır bir ithamdır. Darwinizm’i yenilgiye uğratan bilimsel deliller, artık defalarca karşılaştığımız aynı sahte yöntemlerle bertaraf edilemeyecektir.
Sonuç:
Darwinistlerin ısrarla saklamaya çalıştıkları Yaratılışı ispat eden 100 milyon fosilin ortaya çıkarılması ile başlayan süreç, bugün gitgide hızlanarak devam etmektedir. Darwinistlerin sahte kafatasları sergileyerek yıllarca insanlara telkin etmeye çalıştıkları insanın evrimi senaryosu, hayranlık verici bir yenilgi ile son bulmuştur. Onlara, insan da dahil hiçbir canlının değişmediğini, inkar edemeyecekleri şekilde göstermiştir. Darwinist bilim adamları, Darwinist yayınlarda bunu kendi kalemleriyle itiraf etmişlerdir. BU, DARWİNİZM’İN KAÇINILMAZ SONUDUR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder